Sivil Toplum Kuruluşları ve İstanbul SMMM Odası Seçimleri
Gülüzar Özev
Kadın Muhasebeciler Derneği Başkanı
Bugünlerde bir telaş bir hareket bir heyacan bir telaş muhasebecilerde. Nasıl olmasın ki. Bir ay sonra binlerce oy kullanacağı bir seçim söz konusu. Mali müşavirler yöneticilerini seçecekler.Seçim her ne kadar İstanbul’da yapılsa da sonucu tüm ülkeyi etkileyecek. Çünkü Türkiye’nin en çok nüfusu olan ilinde en çok delege çıkıyor.
Bir yerde okumuştum. Demokrasi eğer sandığa gitmekle mümkün olsaydı egemenler seçimi yasaklardı. Hal böyle olunca sivil toplum kuruluşlarına çok görev düştüğü aşikar. Ancak sandığa gitmenin önemli bir kilometre taşı olduğunu unutmadan oy kullanmaya gitmeyi ihmal etmeyelim derim.
Gelelim konu başlığımız olan sivil toplum kuruluşlarına.
Demokratik Kitle Örgütleri, doğaları gereği hiç bir partiden yana olmaz, hiç bir gruba dahil olmazlar. Örgütlerinde her kesimden insan olur. Sınıf farkı gözetmezler. Esasen sınıfsal anlayışa karşıdırlar. İlkelerine uygun olan herkesi kabul ederler. Özverili, insancıl davranışlarıyla bir nevi Anadolu coğrafyasında eski zamanların dergahlarına benzerler. Sendikalar, odalar, dernekler, vakıflar, platformlar gibi isimler altında kamuya yararlı işler yaparlar.
Kadın cinayetinden tutun, çocuk istismarına, çevre kirliliğine yoksulluğa, insan haklarına, özgürlüklere, işsizliğe pahalılağa kadar bir yığın sorun için sivil toplum kuruluşlar mücadele eder. Parayla işleri olmaz. Bazıları bu yerleri kişisel kariyeri için basamak olarak görse de çoğu kurum kirlenmemiştir.
Bazen eylemlilikleri öyle ses getirir ki en üstteki mercileri bile dize getirirler. Hak verilmez alınır düsturuyla, istemleri doğrultusunda kanun çıkarttırır, kanun kaldırırlar. Onların sesine başbakan bile duyarsız kalamaz. O yüzden, en küçük bir derneği bile siyasi partiler önemser. Onların bu önemsemesi yalnız oy deposu için değil örgütlenmiş kitlelerin gücü nedeniyledir.
Şöyle bir geriye baktığımızda nispi aidatın kaldırılması, nispi temsilin getirilmesi, kadınların soyadı değişiminde alınan ruhsat ücretlerin kaldırılması, mücbir sebeplerin meslek muafiyetinden sayılması… Bütün bu gibi daha birçok oluşumlar sivil toplum kuruluşlaının çabalarıyla olmuştur.
Yakında gerçekleşecek olan seçime 10’un üzerinde grup katılıyor. Esasen bu kadar çok sayıda grubun katılması, sorunlarımızın ne kadar büyük olduğunun da göstergesidir. Seçimlere katılmak ve oy kullanmak demokrasinin ve haklara sahip çıkmanın gereğidir. Bu anlamıyla herkesi 15 Mayıs daki İSMMMO seçimine davet ediyorum. Yalnız 15 Mayıs pazar günkü seçime mi? Tabii ki Hayır ! 14 Mayıs cumartesi günü yapılacak genel kurula katılın sevgili meslektaşlarım. Genel Kurula bulunun, kimler ne söylüyor dinleyin! Gerekirse söz alın, kürsüde konuşun. Demokrasi çok sesli müzik gibidir. Hele bir de onu yöneten orkestra şefi, iyi yönlendirirse elindeki adalet ve eşitlik cubuğunu, değmeyin o zaman muhasebe halkının hoş sedasına.