Tarh Zamanaşımını Kesmek İçin Takdire Sevke İdari Yargı Dur
Dedi.
Özellikle sahte fatura,tefecilik gibi incelemelerde,inceleme
elemanları tarh zamanaşımının dolmasına az bir zaman kalmış olması
sebebiyle,tarh zamanaşımını kesmek ve rahat bir inceleme yapmak adına,
Ortada gerçekten hiçbir resen takdir gerekçesi olmamasına rağmen,vergi
dairelerine verdikleri talimatlarla,somut hiçbir resen takdir gerekçesi
göstermeksizin, dönem matrahının resen takdiri için takdire sevk işlemleri yaptırıp
tarh zamanaşımını kestikten sonra.
Tarh zamanaşımının geçmesinden
sonraki bir tarihte takdir komisyonunaü done olmak üzere bir vergi tekniği
raporu veya basit rapor düzenleyerek.takdir komisyonuna ulaştırılmasını temin
ettirmekte ve takdir komisyonlarıda,kendilerininde resen takdir yetkisinin
olduğunu görmezden gelerek,kendilerine intikal ettirilen vergi tekniği raporu
veya basit rapordaki tespit ve açıklamaları sanki komisyonun kendi tespitiymiş
gibi hükme esas alarak matrah takdirleri yapılmakta ve bu matrah takdirleri
üzerinden cezalı tarhiyatlar yapılmakta idi.
Her yönüyle usul ve hukuka aykırı olan bu uygulamaya ilişkin olarak
yıllardan bu tarafa idari yargı yerlerinde,böyle bir takdir uygulamasının
yanlış ve hukuka aykırı olduğu,takdir komisyonlarınında tek başlarına matrah
takdir etme yetkileri olmasına rağmen,bir inceleme elemanı tarafından
düzenlenip kendilerine intikal ettirilen vergi tekniği veya basit raporu
tartışmasız olarak kabul edilip hükme esas alınmasının yrine göre bir yetki
gaspı,yerinegörede yetki devdi olduğu,bu sebeplede mevcut uygulamaya dayalı
olarak yapılan takdir ve tarh işlemlerinin usul ve hukuka aykırı olduğu ısrarla
ilgili makam ve mercilere arz edildi.
Bu haksız ve yersiz
uygulamalara karşı şapılan itirazlara önce Danıştay 9. Dairesinden bir cevap
geldi Danıştay 22.5.2013 tarihli yerel mahkemenin red karararını bozma
kararında
Sırf zamanaşımını kesmek amacıyla takdire sevk işleminin VUK
nun 114. maddesinde belirtilen zamanaşımı süresini durdurmayacağına ve olayda;
davacı hakkında uyuşmazlık konusu husus ile ilgili olarak inceleme yapılmadan zamanaşımı gerekçe gösterilerek takdir komisyonuna
sevki üzerine, takdir işlemlerine esas teşkil etmek üzere zaman aşımı
süresinin dolmasından sonra düzenlenen basit
rapor dikkate alınarak takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden
cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasında hukuka uyarlık
bulunmadığından yazılı gerekçeyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının
bozulmasına karar vererek,bu hukuka aykırı uygulamaların önüne set çekti.
Bunun üzerine yerel mahkemelerdende Danıştayın bozma kararı
doğrultusunda hukuka uygunluk denetiminleri yapılmak suretiyle,salt
zamanaşımını kesmek için takdire sevk işleminin zamanaşımını kesmeyeceği ve
ortada gerçek bir takdire sevk gerekçesi olmamasına rağmen takdire sevk işlemi
yapılmasınında bir hakkın kötüye kullanımı olarak hükme bağlanmak suretiyle
hukuka uygunluk denetimi yapılıp iptal kararları verilmeye başlandı,
Şöyleki,
20.3.2015 tarihinde bir yerel mahkeme KURUL halinde verdiği bir
iptal kararında
Önce VUK nun
30. maddesindeki resen takdir gerekçelerini hukuki yoruma tabi tuttuktan
sonra,aynı kanunun 74. maddesinde
takdir komisyonlarının görevleri tek tek sayılırken 75. maddede; 72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir
komisyonu 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu kanunda yazılı inceleme
yetkisine sahip olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır olduğuAynı Kanunun Vergi İncelemeleri başlıklı 134. madde
ila141. madde arasındaki maddelerin tümünde vergi incelemesinin usul ve
esaslarına yer verilerek, ancak belli usullerle vergi incelemesinin
yapılabileceği kurala bağlanmış olduğunu
açıklayıp hükme bağlayan yerel mahkeme,
VUK nun "Zamanaşımının
Mahiyeti ve Zamanaşımı Süreleri" başlıklı 113. ve 114. maddelerinde; zamanaşımı,
süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış, olduğunu, zamanaşımının,
mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade
edeceğini, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından
başlayarak beş yıl içinde tarh vemükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin
zamanaşımına uğrayacağını,
Sadece
ve sadece vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının
zamanaşımını durduracağını,dolayısı ilede zamanaşımının hangi şartlarda ve ne
şekilde duracağına kanunda açıklıkla yer verildiğini bizzat kanun maddelerinin
lafzı,ruhu ve konuluşundaki maksat bağlamında hukuki değerlendirmelere tabi
tutuktan sonra
Dava dosyasının mahkemelerince
incelemesinden;
davacının 03.12.2013 tarihinde
takdir komisyonuna sevk edilmesi sonrası 2008
yılına ilişkin sahte fatura kullanımı yönünden incelenmesi istemiyle Vergi
Müfettişi tarafından düzenlenen 30.05.2014
tarih ve 2014-A-…sayılı vergi tekniği raporu done alınmak suretiyle 11.09.2014 tarihli takdir komisyonu
kararına istinaden dava konusu 2008/9. dönemine ilişkin tek kat vergi ziyaı
cezalı katma değer vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşıldığı,Olayda, dava konusu döneme ilişkin
olarak davacının, 03.12.2013 tarihinde
takdir komisyonuna sevk edildiği ancak davacı hakkında inceleme yapılmasına
başlanılmasına ilişkin işlemin Vergi Müfettişine gönderilen 16.04.2014 tarihli
yazı ile olduğu, incelemesi yapılan dönemin 2008 yılına ilişkin olması ve 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan
sonraki bir tarih olan 30.05.2014 tarihli inceleme raporu done alınmak
suretiyle kanuna karşı hile yapılarak takdir komisyonlarına tanınan bir yıllık
fazladan süre kullanılmak suretiyle zamanaşımını uzatma yetkisinin usule aykırı
olarak kullanıldığı görülmekte olduğunu karara bağlayan yerel mahkeme VUK
nun 114. maddesinde yer alan takdir komisyonuna sevk edilmesi durumunda
zamanaşımı süresinin duracağı hükmü kullanılarak davacı hakkında cezalı
tarhiyata dayanak işlem tesis edilmeye çalışılmış ise de; yukarıda yer verilen
mevzuat hükümlerinin tetkikinden kanunda böyle bir usule yer verilmediği
anlaşılmakta olduğunu
Dolayısıyla, vergi incelemesine yönelik zaman kazanma amacıyla kanunda olmayan bir usul ile davacı hakkında
re'sen tarhiyatı yapılan ilgili döneme ilişkin matrahın belirlenmesinde bir hakkın kötüye kullanılarak usule aykırı
yöntem izlenildiği açıkça görüldüğünden, dava konusu vergi ziyaı cezalı
katma değer vergisi tarhiyatında hukuka uyarlık bulunmadığına karar vermiş
olmakla,
Maliye İdaresinin her konuya
uyum sağlamaya müsaitk köklü bir kurum olduğunu dikkate aldığımızda, Uzunca bir
zamandır,vergi idaresinin kamu gücünü mükelleflerin aleyhine olacak bir biçimde
kullanmak suretiyle,tesis ettiği işlemlere bundan sonra dur demek için
birimlerine gerekli emir ve talimatları vereceği inancındayım.
Zira,
Maliye Bakanlığı 449
sayılı VUK nu genel tebliğinde
“Müstakar hale gelen yargı kararları sonucu kaldırılan söz konusu
cezalarla ilgili olarak, idare ile mükellefler arasında ihtilaflara ve idarenin
gereksiz yere yargılama gideri ödemesine mahal vermemek için bundan sonra
geçmişe yönelik mükellefiyet tesis edilenlere elektronik ortamda beyanname ve
bildirimlerin verilmemesi nedeniyle, söz konusu beyanname ve bildirim
verilmeyen dönemlere ilişkin olarak Kanunun mükerrer 355 inci maddesi uyarınca özel usulsüzlük cezası veya 352 nci
maddesi uyarınca usulsüzlük cezası kesilmeyecektir.”
Emir
ve talilmatıda bu inancımı desteklemektedir,Çok ilginç gelişmeler var fırsat
buldukça yazacağım,
Selem,sevgi,dua ile