Vergi yargısı açısından 9. yargı paketi
28 Mayıs 2024 Salı
Önceki yazımda, önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulması beklenen 9. Yargı Paketi ile İdari Yargılama Usulünde gerçekleştirilmesi . . . .
Vergi yargısı açısından 9. yargı paketi
HUKUKA GÖRE

Vergi yargısı açısından 9. yargı paketi

Bumin DOĞRUSÖZ

Önceki yazımda, önümüzdeki günlerde Meclis’e sunulması beklenen 9. Yargı Paketi ile İdari Yargılama Usulünde gerçekleştirilmesi düşünülen değişikliklerden, tek hâkimle verilen kararlardan kesin olanları belirleyen, bir başka deyişle istinaf yolu kapalı olacak kararları belirleyen parasal sınırın yüksekliğini gündeme getirmiş ve sınırın düşürülmesi gerektiğini belirtmiştim. 

Bu yazımda ele alacağım iki konudan birincisi, gerek tek hâkimle verilip istinaf yolu kapalı olacak kararları belirleyen parasal sınırın, gerek istinaf mahkemesi kararlarından temyiz yolu açık olanları belirleyen parasal sınırın hangi tarih itibariyle uygulanması gerektiği konusu. Bu konuda idareye müracaat tarihi, dava açma tarihi, karar tarihi gibi çeşitli tarihlere göre belirleme yapılabilir. 

9. Yargı Paketi bu konuda, vergi mahkemesi veya istinaf dairesinin karar tarihinde geçerli parasal sınırların esas alınacağı yönünde düzenleme öngörmektedir. Oysa bu yönde yapılacak bir düzenleme, kanunda var olduğu Anayasa Mahkemesi’nce de belirtilen belirsizlik ve öngörülemezlik halinin sürdürülmesi anlamını ifade etmektedir. Böyle bir durumda davacı davasını açarken, hatta davası sürerken dahi, duruma göre, davasının istinaf veya temyiz yoluyla incelenip incelenmeyeceğini bilemeyecek, bu da davacı için yargılama usulünde bir öngörülemezlik yaratacaktır. 

Halen söz konusu sınırlar, kanun boşluğu dolayısıyla içtihata göre uygulanmaktadır. Mevcut içtihata göre, vergi mahkemesi veya istinaf dairesinin kararına karşı üst mahkemeye başvurulup başvurulamayacağı karar tarihinde geçerli parasal sınırlara göre belirlenmektedir. Bu uygulama ise iptal kararında Anayasa Mahkemesi tarafından eleştirilmiş ve iptal gerekçeleri arasına alınmıştır. Öte yandan içihadın bu yönde gelişmesinin her hangi bir makbul hukuki gerekçesi de yoktur. Bu uygulamanın altında yatan saiki Anayasa Mahkemesi kararında “Danıştay’ın iş yükünün azaltılması” olarak belirlemiştir ki bu da haklı bir hukuki gerekçe değildir. 

Daha önce bir yazımda da yazdığım gibi yargıyı hızlandırma yollarının adaletin tecellisi amacının önüne geçmemesi gerekir. Nitekim Danıştay’ın iş yükü sorunu davacının, hak arayışında bulunanın sorunu değildir.

Mevcut durumda ve paket ile getirilmesi düşünülen çözümde, kanun yolunun belirlenmesi yargının insiyatifine kalmaktadır. Örneğin vergi ve ceza toplamı 950 bin lira olan bir davada, bu yıl sınır 920 bin lira olduğundan, istinaf mahkemesi Aralık ayı içerisinde karar verirse karara karşı temyiz yolu açık olacak, ancak mahkeme kararı iş yoğunluğundan Ocak ayına bırakırsa – yeniden değerleme oranında artış olacağından – karara karşı temyiz yolu kapalı olacaktır. İhtilaf konusu sınırda veya sınıra yakın davalarda temyiz yolunun istinaf mahkemesinin insiyatifine bırakılmasının bence mümkün olmaması gerekir. 

Paketin bu yönüyle yasalaşması halinde düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’ne yine taşınacağı şimdiden belli gibidir. Zira Anayasa’nın “Kanuni Hâkim Güvencesi” başlıklı 37. maddesinde, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkartılamaz”; “Mahkemelerin Kuruluşu” başlıklı 142. maddesinde ise, “mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir” hükümleri yer almaktadır. Bu hükümleri yorumlayan Anayasa Mahkemesi’ne göre, “kanuni hâkim güvencesi, mahkemelerin kuruluş ve yetkileri ile izleyecekleri yargılama usulünün yasal düzenleme ile ve dava konusu olay ortaya çıkmadan önce belirlenmesini” gerektirmektedir (Anayasa Mahkemesi E. 2022/89 K.2022/129 T.26.10.2022). Oysa düzenlemeye göre yargılama usulü kapsamında olan kanun yolunun belirliliği, değil dava konusu olay ortaya çıkmadan önce, dava sırasında dahi belirsiz olabilmektedir.  

Bu nedenle pakette önerilen düzenlemenin, yargılama süresince parasal sınırların davanın açılış tarihi itibariyle uygulanacağı yönünde değiştirilmesinde fayda vardır.

Öte yandan pakette, Anayasa Mahkemesi kararlarında işaret edilen bir sorunu gideren yeni bir düzenleme teklifi daha yer almaktadır. Bu düzenleme teklifi ile istinaf mahkemesince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak ilk defa karar verilen hallerde, temyiz yolunun parasal sınırlara bağlı olmaksızın açık olması öngörülmektedir. Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen hak arama hürriyeti kapsamında olan “mahkemelerce verilen hükmün bir başka yargı mercii tarafından denetlenmesini talep etme hakkı” açısından bakıldığında, getirilmek istenilen düzenleme, son derece önemli ve yerinde bir düzenleme teklifidir. Aslında bu konudaki sorunlara ve getirilmek istenilen doğrultudaki çözüm önerime 15.11.2022 günlü ve “Vergi Yargısında Adalet Arayışı” başlıklı köşe yazımda yer vermiştim. Önerimin 1,5 yıl sonra yasama organının önüne gelmesi, memnuniyet verici. 

Ancak burada da ilk defa karar verme halinde temyiz yolunun açık olmasına 270 bin liralık bir alt sınır çizilmektedir ki bu alt sınırı anlamaya olanak yoktur. Demek ki paketi hazırlayanlar, konusu 270 bin liranın altında olan davaları ehemmiyeti olmayan dava olarak görmektedir. Oysa önceki yazımda belirttiğim, istinafa başvurma yolu kapalı olan tek hâkimli vergi mahkemesi kararlarında “ehemmiyeti olmayan dava” sınırı 31 bin lira olarak belirlenmiştir. Bu nedenle istinaf mahkemelerinin ilk defa verdikleri kararlarda ehemmiyeti olmayan dava sınırının 270 bin lira olarak belirlenmesi de yanlış ve çelişkilidir. Buradaki sınırın da 31 bin liraya indirilmesi gerekmektedir.  (Ekonomim)
REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
Dün açıklanan Ka­sım ayı enflasyo­nu %2.2 ile beklenti­lerin biraz üzerinde geldi. Gıda fiyatları, özellikle meyve-sebze fiyatlarındaki dalga­ . . . .
Bilindiği üzere; apartman, site, iş hanı gi­bi birden fazla bağımsız bölümlerin bu­lunduğu yerlerde uygulanacak kurallar 634 sayılı Kat . . . .
Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’ne geçişte son tarih 31 Aralık Salı günü. Bunun her bir vatandaşa maliyeti ise 2.172 TL.. . . . .
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kasım ayı tüketici enflasyonunu açıkladı. Tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 47,09, aylık yüzde 2,24 . . .
Resmi gazetede yayınlanan bir madde çalışanları yakından ilgilendiriyor. 1 Ocak tarihinde yani bundan bir ay sonra yürürlüğe girecek . . . . .
Esnaf kredilerine ilişkin 5 yeni düzenleme geliyor. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, kredi ve kredi ödemeleri için yapılacak olan düzenlemeleri . . . ...
Cari açık vermemize neden olan en önemli kalemlerden biri olan altın ithalatına ilişkin 07.08.2023 tarihinden itibaren, aylık 12 tonluk ithalat . . . .
Kurumlar vergisi mükelleflerinin elde ettiği bütün kazançlar ticari kazanç sayılıyor ve safi kurum kazancı ticari kazancın belirlenmesine . . . . .
İstanbul Yüksek Ticaret ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Mezunları Derneğince bu yıl 15’ncisi düzenlenen . . . . . .
18 Temmuz 2024 tarihli Ekonomi Gazetesinde yayımlanan yazımızda adı geçen Yasa Teklifi 7524 sayılı Kanun olarak kabul edilmiş ve . . . .
Sahte dolar konusunda temkinli olan bankalar dün itibarıyla ‘kırmızı alarma’ geçti Bazı bankalar ‘50 dolar ve eski basım beyaz 100 dolar . . . .
İlk medeniyetin geliştiği yer olarak kabul edilen Mezopotamya uygarlıkları, günü­müzde Dicle ve Fırat Nehri arasındaki top­raklar olarak . . . . .
Kasım ayının ilk haftasında belirlenen yüzde 43,93'lük yeniden değerleme oranı, Resmi Gazete'de yayımlanarak kesinlik kazandı.
Gelir İdaresi Başkanlığı-İstanbul Defterdarlığı, Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürü Fatih Arkbaşı
Gazetemizdeki “Vergi Kurdu” adlı köşemizde 12 Kasım’da yayınlanan “Danıştay: Arsasını hasılat paylaşımıyla müteahhide veren şahıs . . . . .
1. Kuruluş Yıldönümü ve Öğretmenler Gününü Görkemli Bir Resepsiyonla kutladı.
Değerli okurlarım, geçen hafta TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmelerine başlanan ancak son anda ileride değerlendirilmek . . . . . .